Kayıtlar

Ağustos, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zabıta, denetim ve samimiyet

Şanlıurfa'da zabıta denetimlerinin yetersiz olması bazı sorunlara, sorunlar da şikayetlere neden oluyor. Bir yandan zabıta ekiplerinin her gün denetim yaptığı fotoğraflarını görüyoruz, öte yandan vatandaşın sorunlarla karşı karşıya kalmaya devam ettiğini ve yeterince denetimin yapılmadığına yönelik tepkileri görüyoruz. Bu durumda zabıtanın yaptığı denetimlerinin samimi bir şekilde olmadığını görüyoruz. Yeterli denetimin yapılmadığı ile ilgili geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'nden de tepki gelmişti. Bu tepki ise kentte ruhsatsız olarak iş yeri açanların sayısının oldukça fazla olmasına yönelikti. Haksız kazanç, ruhsatsız iş yeri açma gibi konular her esnafın şikayet ettiği konudur. Bu konuda da zabıtanın pasif kaldığı belirtiliyor. Kaldırım işgalleri konusuna gelince, en işlek caddelerde bile yayaların kaldırımdan yürüyemediğini görüyoruz. Çünkü esnaflar kaldırımı malzeme indirerek çoktan işgal etmiş durumda. Her gün denetimlerini sürd

Urfa önce çuvaldızı kendine batırmalı!

Bir atasözü vardır; "İğneyi kendine batır, çuvaldızı başkasına." Bu atasözünü Urfa için kullanmak istemiyorum. Çünkü Urfa iğneyi kendine batırmadan çuvaldızı başkasına batırmaya alışmış gibi. Urfa'nın yıllardır geri sıralarda kalması, sürekli sorunların yaşanmasının nedeni de budur. Urfa'nın geleceğini Urfalının düşünmemesi... Bir memlekette sorunların olması, normal bir durumdur ama o sorunların çözümü noktasında en büyük sorumluluk o memlekette yaşayanların üzerine düşer. Ancak bu düşünceyle birlik sağlanır ve herkes elini taşın altına koyar. Aksi taktirde Urfa! Urfa'da yıllardır süren sorunlar, başarısızlıklar vardır. Bunlar çözülemeyecek konular mıdır? Değil! Herkes üzerine düşen görevi birlik, beraberlik içinde yaparsa çözülemeyecek sorun kalmaz. Ancak biz bu düşünceyle çözümü olmayan sorunlarla yaşamaya devam edeceğiz galiba. Önümüzdeki zaman sürecinde Urfa'da yaşam koşulları zorlaşırsa, yeni sorunlarla karşı karşıya kalırsak bundan baş

Ya bu iddialar doğruysa!

Bir çalışma yapılacaksa samimiyetle yapılması gerektiğini önceki yazımda da ifade etmiştim. Biliyorsunuz son günlerde sosyal medyada 'Yeşil bir Urfa' kampanyası başlatıldı ve devam ediyor. Sadece kampanya başlatmakla, klavye kahramanlığı yapmakla yeşil bir Urfa oluşturulamıyor maalesef. Bir kez daha söylüyorum, yeşil bir Urfa kampanyasının yer bulması için öncelikle elimizdeki yeşil alanlarımızı korumalıyız. Halen görüyoruz, bir okul yönetimi dikkat çekmek amacıyla ağaç dikme kampanyası düzenliyor ve öğrencilere ağaç diktiriyor. Biraz da duygulu sözler sarf ettiler mi toplumda takdir edici davranış olarak gösteriliyor ve en güzel reklam yapılıyor. Ya sonrası? Dikilen ağaçlara su vermeye üşenenler, ağaçların tek tek kuruduğunu bile görmediler. Şimdi gelelim elimizdeki en önemli yeşil alanlarına. Hilvan ilçesinde bulunan 2 bin 900 dönümlük alanın 600 dönümü yakındaki taş ocağı şantiyesine verileceği iddia ediliyor. Geçtiğimiz yıl da bu konu gündeme gelmiş, bölge halkı t

Neden övünelim ki!

Bazı çalışmalar vardır takdir ettiğimiz, bazı çalışmalar da vardır bizim için pek fazla bir şey ifade etmeyen... Şanlıurfa'da yıllardır süregelen sorunlar varken ve bu sorunların çözümü için kimse kolları sıvamazken Bursa'da şehir hastanesinin açılmasına neden övünelim ki! Ya da İstanbul-İzmir yolunun 3 buçuk saate düşürülmesiyle neden övünelim ki! Çünkü vatandaşların tepkisini gördüğümüzde o yolu kullanmaya korkuyorlar. Yol geçiş ücretleri 800 liraya kadar çıkıyor. Şanlıurfa'nın bazı milletvekilleri ve bazı belediye başkanları Bursa'daki şehir hastanesi açılışını sosyal medyada paylaşarak övünüyor. Şanlıurfalı vatandaşlara bu müjde verilince ne olacak! Şanlıurfalılar kalkıp Bursa'da açılan hastaneye giderek mi tedavi olacak! Biz Bursa'da açılışı yapılan şehir hastanesi ile övünürken, sürekli sağlık sorunları yaşanan Şanlıurfa'da yıllardır yapılacağı söylenen ve halen temeli bile atılmayan şehir hastanemizi hatırlayalım. Her mitingde, her seçim

Yeşil bir Urfa mı!

Türkiye'nin orman yoğunluğu haritasına baktığımızda Şanlıurfa'nın yeşil alan bakımından son sıralarda olduğu göze çarpıyor. Yani yazın sıcağı 45 dereceyi geçerken, gölgesinde serinleyebileceğimiz, oksijen alacağımız yeşil alanlarımız neredeyse yok. Beton yığınına dönüşmüş bir şehirde sıcaktan kavruluyor, nefes almakta zorlanıyoruz. Temiz, bol oksijenli bir havaya adeta hasret kalıyoruz. Var olan yeşil alanların da yerleşim alanlarına maruz kaldığını ve betonlaştırıldığını görüyoruz. Şimdi bakıyoruz da Şanlıurfa'nın gündeminde yeşil bir Urfa için kampanya başlatılıyor. Herkesin isteği Şanlıurfa'nın yeşillendirilmesi. Ancak Şanlıurfa'nın birçok yerine ağaç dikmekle yetinmek, yeşil bir kent kazandırmaz bize. Dikilen ağaçları korumakla, büyütmekle sorumlu olduğumuzda yeşil bir Şanlıurfa kazandırılır. Yeşil bir Şanlıurfa için öncelikle toplumun düşüncesi değişmeli. Şanlıurfa'da yaşayan herkesin düşüncesi ve sorumluluğu yeşil alanları korumak olmalı. Geçtiğimi