Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MHP, bu kez HDP ile aynı safta

Geçtiğimiz günlerde emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili İYİ Parti'nin Meclise verdiği önergeye MHP önce 'Evet' oyu vermiş daha sonra 'Hayır' oyu vermişti ve önerge reddedilmişti. MHP'den yapılan açıklama ise hiç şaşırtmayan nitelikteydi. MHP, aslında bu konuda önergenin kabul edilebilir olduğunu kabul etmiş, ancak HDP'nin kabul oyu kullandığından dolayı ret oyu kullandıklarını belirtmişti. MHP'nin bu tavrı aslında bizi şaşırtmamıştı. Çünkü şu ana kadar MHP, tüm kararların uygun olup olmadığına bakmadan HDP'nin tercihine karşı karar almaktan yana tercih kullanıyordu. Yani HDP Akı seçiyorsa MHP Karayı seçiyor. Ancak MHP'nin son tavrı bizi oldukça şaşırttı. İYİ Pati, bazı kurumların tabelalarında kaldırılan T.C ibaresinin tekrar getirilmesi için Meclise önerge verdi. Önerge, Ak Parti tarafından reddedilirken, CHP tarafından kabul edildi. Ancak en dikkat çeken de HDP bu konuda çekimser davranırken, MHP de aynı kararı aldı ve çeki

Günah keçisi değil, çözüm istiyoruz

Havaların soğumasıyla birlikte Şanlıurfa, yine elektrik kesintileriyle gündemde... Önceki gün sık sık elektrik kesintisi nedeniyle hayatlarının zehir zemberek olduğunu söyleyen vatandaşlar, Viranşehir'de yol kapatarak protesto etti. Vatandaşlar yıllarca aynı sorunu gündeme getiriyor ama halen etkili bir çözüm yok ortada. Çünkü asıl çözüme kulak tıkanıyor, sürekli çözüm üretme, yatırım yapma yerine günah keçisi aranıyor. DEDAŞ, kesintilerin faturasını yine vatandaşa kesti. DEDAŞ yetkilileri tarafından Viranşehir'de yapılan protestonun ardından bir açıklama yapılarak, kesintilerin aşırı elektriğe yüklenme olduğunu ve kaçak kullanımının fazla olduğu belirtiliyor. Ve bu konuda STK ve vatandaşlardan destek isteniyor. Evet kaçak kullanım yoğun olabilir. Biz de bu durumu alkışlamıyoruz, elbette bu durumdan şikayetçiyiz. Elbette bunun sorumlusu kaçak kullanan vatandaşlardır. Bu durumda tüm insanların elektriksiz bırakılması çözüm değildir. Buna çözüm bulmak da bizim görev

Ezberci paylaşımlar

Araştırmadan, sorgulamadan önümüze gelen bilgiyi kabul eden bir toplum olduğumuz sosyal medya paylaşımlarından anlıyoruz. Sanki toplumumuz ezberci bir sistem üzerine kurulmuş, bilgiler direk olarak düşüncelere aktarılıyor. Geçtiğimiz günlerde Tunceli'de 2 askerimiz donarak şehit olmuştu. Daha haber duyulur duyulmaz sosyal medyada uyuyarak donan iki kişinin fotoğrafı paylaşılmış ve herkes tarafından donarak şehit olan askerlerin fotoğrafı diye yayılmıştı. Daha sonra Valilik tarafından açıklama yapılmış, bu fotoğrafların olayla ilgili olmadığı belirtilmişti. Bir diğer olay Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde meydana gelen silahlı kavga üzerine birileri tarafından silahlı kavga görüntüsü sosyal medyaya yüklenmiş ve olay yerinden görüntüler diye paylaşılmıştı. Bu görüntü de her tarafta paylaşılarak yayılmıştı.   Daha sonra Şanlıurfa Valiliği tarafından bu görüntünün meydana gelen silahlı kavgayla ilgisinin olmadığını ve olayın ülkemiz dışında yaşandığını açıklamıştı.

Adayın profili daha önemli

Aslında her dönem oluyor, bu dönem de olacak. Belediye başkan adayları köy köy mahalle mahalle gezerek taleplerini söylüyor, vatandaşın sorunlarını dinliyor. Elbette bir kısım belediye başkanı çalışıyor onların da hakkını yememek lazım. Ama tutulamayan vaatleri, 'Sorunumuzu anlatacak muhatap bulamıyoruz' sözlerini de unutmamak lazım. Üstelik bazen en önemli soruna kulak tıkayanları da hatırlamak gerekir. Yerel seçimlere doğru yaklaşırken, siyasi partilerde de hareketlilik sürüyor. Bu hareketlilik özellikle Ak Parti'de yoğunlaşıyor. Ak Parti'nin Şanlıurfa'da yerel seçimi alması daha yüksek oranda olduğu için en fazla başvuru da bu partiye yapılıyor. Ak Parti'nin özellikle Büyükşehir ve merkez ilçe belediyelerini almasını da diğer siyasi partilerin kendini yeterince kanıtlamamasından olduğunu düşünüyorum. Çünkü her ne kadar Ak Parti seçmeni merkezde yoğunluktaysa aday da göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü Şanlıurfa'da vatandaşların bir aday için güv

Teknik liselere ağırlık verilsin o zaman!

İş ilanlarına bir göz atın, her kurumda açılan işçi kadrolarının neredeyse yüzde 90'ında en az lise mezunu isteniyor. İlkokul mezunu şartı arayan bir iş ilanına kolay kolay rastlamayız. Ehliyet alabilmek için bile en az lise mezunu olmak gerekiyor. Bu nedenle ailelerin çocuklarından tek isteği liseyi bitirmek oluyor. Bir yandan çocuklar okumaya teşvik edilirken, bir yandan milletvekilimiz herkesin okul okumasına gerek yok diyor. Çocuklarınız okumaya hevesli değilse liseden sonra başka bir meslek yapsın diyor. Evet aslında doğru söylüyor. Bu saatten sonra 'Okuyan ne yapmış ki!' diye belirtmekte fayda var. Ama sorun şurada ki liseyi bitiren bir öğrenci en az 18 yaşında oluyor. Genel olarak da öğrenciler 20 yaşında ancak lise mezunu olabiliyor. 20 yaşında bir gence mesleği baştan öğretmek nasıl olacak? O yaştan sonra hangi meslekte çırak olarak çalışacak? Düşüncelerini rahat bir şekilde dile getirmek kolay... Madem başka alanda da iyi ustalara gerek var,

Ezanla uğraşmayı bırak; siyasetine bak!

CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, yine durdu durdu ezberlediği bir lafı katıldığı bir televizyon programında dile getirdi. Ezberlediği diyorum çünkü kullandığı sözün ne anlama geldiğini bildiğini sanmıyorum. Andımız üzerinden yola çıkıyor, birilerinin Türkçeden rahatsız olduğunu söylüyor ve ezanı da işin içine katarak ezanın Türkçe okunması gerektiğini vurguluyor. Yazık! milletin temsilcisi olarak Mecliste bulunuyorsun. Sana oy verenlere bir sor bu sözünü doğru buluyorlar mı! Diyor ki "Ezan Türkçe okunsun ben anlayayım. Kur'an okunsun. Benim dilim her tarafta konuşulsun" Birincisi, bunun yapılması zaten imkansız. Önce ezanın neden Türkçe okunmayıp Arapça okunduğunu anlamalısın! İslama göre ezanın tüm dünyada Arapça okunmasının Türkçeye düşmanlıkla ne alakası vardır. İkincisi, "Kur'an Türkçe okunsun diyorsun." Kur'an-ı Kerim Arapça yazılmıştır ve Arapça okunur. Ayrıca Türkçe meali de yazılmıştır. Anlamak isteyen alır eline meallini

Okumayın olsun bitsin!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde öğrencilere "Burs peşine düşmeyin, öğrenim kredisi alın, bedavacılığa alışmayın!" sözlerini kullanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sözünden sonra bir televizyon muhabiri sokakta öğrencileri durdurup konuyu soruyor. Bir öğrenci de cebinden tuvalet kağıdını çıkararak "Para bulamıyoruz, marketten tuvalet kağıdı çalıyoruz" diyor. Öğrencilerin durumu bu yönde yani. Maddi durumu kötü olan ailenin çocuğu üniversite hayali kurarken, maddi imkansızlıklar nedeniyle devletin KYK bursuna başvuruyor. Bu da yetmiyor ki! Bu öğrenci ya babasından her ay para istiyor ya da günlük işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Et bulamayan bu öğrenci, her akşam yemeğinde pilav, makarna yiyor. Adı üstünde öğrencilere burs desteği... Çoğu öğrenciye de çıkmıyor, mecburen öğrenim kredisine başvuruyor. Gelelim öğrenim kredisine başvuran öğrencilerin durumuna... 4 yıl boyunca ne cefalarla üniversiteyi okuyan öğrenciler, e

İtfaiyedeki manken defilesi...

Kimi tepki gösterdi, kimi de dalga geçti Kahramanmaraş itfaiyesi tarafından düzenlenen defileye... Gerçekten gülelim mi kızalım mı ne yapalım? Kahramanmaraş İtfaiye Dairesinde çalışan ekibin işi yok boş boş oturmuşlar. Sonra ne yapalım diye düşünmüşler ve sonunda bulmuşlar. Buraya mankenler çağıralım ve defile yapalım. Mankenler serdiğimiz halıların üzerinde yürüsün, biz de ağzımız açık izleyelim diye bir fikir buluyorlar. Ve bu fikir uygulanıyor. Mankenler getiriliyor, defile düzenleniyor. Bu görüntüler de sosyal medyada yayınlanıyor. Tepkiler geliyor... Kimi İtfaiye Daire Başkanının hangi kafayı yaşadığını soruyor, kimi de itfaiyede yangın çıkmış yorumunu yapıyor. Gelen bu Tepkilere karşı Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından İtfaiye Daire Başkanı görevden alınıyor ve "Haberimiz yoktu" diye açıklama yapılıyor. Defileye katılan mankenler nereden gelmiş, bu organizasyon için ne kadar ücret ödenmiş, ne amaçla düzenlenmiş onu dahi kimse bilmiyor. D

Keşke hiç gerek olmasaydı!

Bir yandan keşke yapılmasına gerek kalmasaydı diyoruz diğer yandan yapılması için geç bile kalındı. diyoruz. Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM) ve Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi'nin (ÇEMATEM) dün temeli atıldı. Keşke yapılmasına gerek olmasaydı. Ama yapılmaya başlandı. Çünkü Şanlıurfa'da madde bağımlılığı oranı oldukça korkutucu. Şanlıurfa'nın gençlerini üretimden, hayal kurmaktan, bir şeyleri umut etmekten uzaklaştıran hatta yaşamdan bile soğutan ve günden güne eriten bir bataklık var o da madde bağımlılığı... Sürekli en büyük sorun olmuştur. Daha önceki yıllarda lise öğrencilerine kadar ulaşan uyuşturucu maddesi son yıllarda ortaokul öğrencilerine kadar bile ulaşmış durumda. Kurumayan bu bataklık nedeniyle ne fidanlar kuruyor! Masaya yatırılan sorunların en başında yer alıyor ama halen kapanmayan bir yara gibi karşımızda. Kimi aileler çocuklarını kurtarmak için emniyete ihbar ediyorken, kimisi da en yakın Gaziant

Taş yerinde ağırdır

Bazen herkes işiyle alanıyla ilgilensin dediğimizde sözümüz yanlış anlaşılıyor. Boşuna dememişler taş yerinde ağırdır. Rektörün görevi her şeyden önce üniversitenin gelişmesi, öğrencilere daha iyi hizmet verilebilmesi adına çalışmaktır. Üniversite ile ilgili bir sorun varsa, oraya gelen öğrencilerin talepleri nedir? şikayeti nedir? gibi konuları duyurmaktır. Bırak siyasetçi siyasetiyle, ilahiyatçı vaazıyla, öğretmen öğrencisiyle, işçi işiyle uğraşsın. Herkesin siyasi görüşü, sevdiği ya da sevmediği siyasetçi   vardır. Bunu dile getirirken önce içinde bulunduğun makamı, aldığın sıfatı ve kimliğini de göz önünde bulundurmalısın. Geçtiğimiz günlerde Eyyübiye kampüsünde olan imar ile ilgili açıklamanız da tepki toplamıştı. Çünkü uygun bir dille anlatmak yerine direkt olarak söylemiştiniz. Bir açıklama yapıldığında ya da kendi görüşü ifade edildiğinde kamuoyunun da buna verecek tepki düşünülmelidir. Şimdi katıldığınız bir programda size siyasetle ilgili görüşünüz sorulduğu