Kayıtlar

Eylül, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şekerimiz de kağıt serüveni gibi mi olacak!

1925 yılında Almanya'ya giderek kağıt fabrikasında çalışıp kağıt mühendisi ünvanını aldıktan sonra Türkiye'ye dönen ve bu tecrübelerini ülkesi için harcamak isteyen Mehmet Ali Kağıtçı ile başlıyordu SEKA kağıt fabrikasının serüveni... Kağıt mühendisi ünvanıyla Türkiye'ye dönen Mehmet Ali Kağıtçı'nın tek hedefi vardı: Türk kağıt sanayisini kurma ideali. Dış devletlerin önde gelen şirketlerinden her ne kadar iyi teklifler yağsa da o ülkesini düşünüyordu; memleketi kurtaracak olan idealistlerden olma yolundaydı. Ve sonunda Mehmet Ali, hükümetin de desteğini alarak 1936'da İzmit'te ilk büyük kağıt fabrikasının açılmasına vesile olmuştu. Ardından Balıkkesir'de de bir fabrika açılmıştı. Bu fabrika, ilk önce 10 bin tonluk üretim kapasitesini 1980 yılına kadar 140 bin tona çıkarmıştı. Ülkenin bütün kağıt ihtiyacının yanında gazete ve dergilerin de kağıdı buradan karşılanıyordu. Söz konusu fabrika Türkiye'nin ilk, dünyanın en büyük kağıt fabrika

Senaryolar hep aynı

Türk film sektörüne baktığımızda birbirini kopyalayan senaryolar nedeniyle bir başarı olduğunu pek göremiyoruz. Yabancılar gibi aksiyon, korku, bilim kurgu filmleri çekemiyoruz ama komedi filmlerinde bunlara göre biraz daha başarılıyız. Komedi filmlerinde gösterdiğimiz başarı herhalde bu alanda daha çok film seyretmemizdendir. Ancak genel olarak baktığımızda çoğu filmlerde senaryo neredeyse aynı diyebileceğimiz kadar birbirine benziyor. Sadece karakterler değişiyor diyebiliriz. Örneğin komedi filmlerin çoğunda 2 ya da 3 kafadarın işi bir türlü yoluna girmez. Bu karakterler yetimhanede yetişmiş, daha sonra soygun, dolandırıcılık işlerine girmişlerdir. Başları bir türlü beladan kurtulmayan bu karakterler, karanlık işlerden kurtulup doğru yolu bulmaya çalışırlar. Filmin sonunda ise bilmeden koca bir çetenin çökertilmesini sağlarlar. Ya da cezaevine girerler. Bu filmler daha başlamadan senaryonun nasıl olduğunu tahmin edebiliyoruz. Ve filmin nasıl biteceğini de he

Burada heyecan falan yok!

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, dün Haliliye ilçesinde yapılan Zeytindalı Eğitim Kampüsünün açılışı sırasında Şanlıurfa'ya yaptığı ziyaretten duyduğu heyecanı anlattı.   Şanlıurfa, öyle bir yerdir ki her geleni heyecanla misafir eder. Dışarıdan çok heyecanlı görünür. Ama bunu bir Şanlıurfalıya soracak olursak, öyle bir heyecanı hissedemez. Evet bu heyecan Şanlıurfa'da yoktur. Çünkü burada heyecandan çok sorun vardır. Bütün sorunları bir kenara bırakalım sadece eğitimimizin durumuna değinelim. Bir taraftan okullarımızın açılışını yapıyoruz, diğer tarafta okullardaki dersliklerin yetersizliğinden yakınan veliler görüyoruz. Çünkü halen çoğu okulda 25 kişilik kapasitesi olan dersliklerde 40 öğrenci ders görüyor. Yeni eğitim öğretim yılının ilk haftasında bu manzaraları gördüğümüze göre daha eğitim sistemimizde büyük eksiklikler var demektir. Ama Bakanımızın bu eksikliklerden bahsetmemesi de dikkatimizi çekti. Bakanımız, herkes gibi sadece öğrencilerden bi