Kayıtlar

Ocak, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başarılı ilçeler, tekrar trene bindirilir mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her seçimde Ak Parti listesine giremeyen belediye başkanları ya da milletvekilleri için "Ak Parti'nin treninden inen bir daha binemez" sözünü kullanır. Ancak Ak Parti'nin treninden inenin tekrar bindirildiğinin en güzel örneğini Şanlıurfa'da gördük. Bildiğimiz gibi 2004 yılında Ak Parti'den Şanlıurfa Belediye Başkanı seçilen Ahmet Eşref Fakıbaba, 2009 yerel seçimlerinde ise Ak Parti'nin treninden indirilerek listeye aday olarak giremedi. Bu durumu kabullenemeyen Fakıbaba, Saadet Partisi'nin de desteğini arkasına aldı ve bağımsız aday olarak seçimlere girdi. Şanlıurfalı seçmen ise Fakıbaba ile Ak Parti arasında kaldı. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen Şanlıurfalılar, Ahmet Eşref Fakıbaba'yı tekrar Ak Parti'de görmek istediklerini belirtseler de Erdoğan o zaman da "Bu trenden inen bir daha binemez" diyerek cevap vermişti. Bunun üstüne de Ak Parti milletvekillerinin &quo

Siyasilerin senaryosu, taziye ziyaretleri

Yerel seçimlere 2 ay kadar bir süre kalırken, siyaset ortamı da buna bağlı olarak hareketlendi. Ancak bu hareketlilik, her dönemde olduğu gibi yine birtakım yerlere ziyaretlerin yapılması yönünde yoğunlaştı. Özellikle Ak Parti'nin Şanlıurfa'daki bütün adaylarının açıklanmasından sonra artan bu ziyaretler en çok da taziyelere yapılıyor. Adayların destek istemek için ve kalabalığı bir arada bulmanın kolay yoludur taziyeler ve düğünler... Özellikle ilçe adayları, her gün mesaiye taziyeleri ziyaret ederek başlıyorlar. Seçimin yaklaşmasıyla bu ziyaretler de gün geçtikçe artıyor. Belediye başkan adaylarının tek çalışması taziye evlerine gidip başsağlığı dilerken, milletvekillerimiz de bu arada boş durmuyor, yavaştan kolları sıvıyorlar. Ak Parti Şanlıurfa Milletvekilleri, kendi partilerine destek toplamak amacıyla birtakım yerlere ziyaret gerçekleştirmelerinin yanında, Şanlıurfa'nın devam eden projelerinin de takipçisi olduklarını göstermeye çalışıyorlar. Şim

Bayrağı teslim etmeyi kabullenemeyen Başkanlar

Siyaset bildiğimiz gibi bir bayrak yarışıdır. Bu bayrağı biri alır, bir süre sonra başkasına devreder. Ancak günümüzde siyasette koltuk, makam sevdası oldukça yoğundur. Özellikle Ak Parti'nin içerisinde yerelde bir makamda bulunanlar, siyaset yaparken amaçlarının dava, hizmet olduğunun altını çizerler. Hatta koltuğa memlekete, partisine hizmet etmek için oturduklarını da belirtirler. Siyasetin bir bayrak işi olduğunu ve partisinin istediği zaman o bayrağı teslim edeceklerini ifade ederler. Ak Parti'nin birlik beraberlik içinde olduğunu söyleyen yerel siyasetçiler, bize de birlik mesajı verirler. Memleketin, ülkenin geleceği için birlik için Ak Parti'de olduğunu söylerler. Yani kısacası Ak Parti sayesinde koltuğa oturanlar, görevi bitene kadar kendisinden çok Ak Parti'yi över ve ön plana çıkarırlar. Bir süre sonra sarf edilen bu sözlerin havada kaldığını, birçok siyasetçinin kendini ön plana çıkarmaya çalıştığını görürüz. Çünkü birlik beraberliğin sembolü olara

Şanlıurfa’ya uzak olan vekillerimiz

Dün Ak Parti Şanlıurfa milletvekilleri, birlikte Devlet Demir Yolları Müdürü İsa Apaydın'ın kapısını çalarak Şanlıurfa için yapılacak olan hızlı tren projesini sormaları bizi gerçekten çok şaşırttı. Çünkü biz Şanlıurfa'nın geleceği için Ak Parti Milletvekillerinin bir araya gelerek yetkili kişilerin kapısını çalmasına gerçekten hasret kalmıştık. Şanlıurfa'nın birçok sorunu olmasının yanında söz verilip de yapılmayan projeleri gündeme getirmek için Ak Parti milletvekillerini hiç sahnede göremiyoruz. Sadece birtakım açılış törenlerinde bulunmak üzere sahnede görünürler, sonrasında sessizliğe gömülürler. Genelde Şanlıurfa'da var olan sorunları sadece muhalefet parti milletvekilleri gündeme getiriyor. Onların da elinden sadece dile getirmek geliyor. Yine de var olan sıkıntıları gündeme getirmeleri bizi oldukça sevindiriyor. Söz konusu Ak Parti milletvekillerine gelince Şanlıurfa ile ilgili çok nadir konuşurlar ama hiçbir sorunu gündeme getirmezler. Tabii bunla

Birliktelik sözde değil, özde olmalı

Yerel seçimlere 2,5 ay kala Ak Parti ilçe belediye başkan adayları henüz kesinleşmemişken, bazı isimler ise sürekli değişerek havada uçuşuyor. Ancak dikkatimizi çeken bir konu var ki aday adaylar arasında sanki bir çekişme var. Ak Parti teşkilatının içinde olanlar sürekli birliktelikten bahsederek siyaset yapıyor. Ancak Ak Parti'nin Şanlıurfa teşkilatında birlikteliğin olmadığını gösteren bir tabloyu da istemesek de görebiliyoruz. Çünkü ilçelerde birçok aday adayının sosyal medyada birbirlerine laf yetiştirdiklerine şahit olduk. Genel olarak sorarsanız gözünü koltuğa dikenler, amaçlarının hizmet olduğunu söyler. Bu hizmet çerçevesinde ise kendisine layık görülürse görev almayı kabul eder, verilmezse de partiye hizmet etmeye devam eder. Bu konuda kendisine görev verilmediğinde bile memleketin ve partinin geleceği için sesi çıkmadan görev alanlara destek olur. Parti içerisinde siyaset yapanların amacının memlekete hizmet etmek olduğu görünse de durum tam tersidir. Gerçekten

Kabuk tutmayan yara: İşsizlik

Geçtiğimiz günlerde İŞKUR aracılığıyla Toplum Yararına Program kapsamında okullarda çevre düzenlemesinde çalıştırılmak üzere bin kontenjanlık işçi alımı yapıldı. Ancak bu kontenjana 40 katından daha fazla kişi başvurdu. Yani 40 binden fazla başvuru yapıldı. Başvuruların içinden bin kişi seçilmesi için kura çekimi yapıldı.Kimi binde 1 şans diyerek kura çekimine bile gitmedi, kimi de en azından teselli olmak için soğuk havaya rağmen açık alanda kura çekimini izledi. Çünkü onlar için büyük bir umuttu. Bütün bu mücadele ise sadece 9 aylık çalışma için. Gören de bu iş, hayatını kurtaracak, ömrünün sonuna kadar işsiz kalmayacak sanacak. Ancak hak vermek gerek. Çünkü onların içinden yıllardır işsiz kalanlar var. Bir harçlık cebine girsin de hiç de bir aylık iş olsun, yine de şükür... Şanlıurfa'nın yıllardır kanayan yarasıdır bu durum. Bu yara bir türlü kabuk tutmuyor, sürekli kanıyor. Şanlıurfa'da en başta gelen sorunlardan biridir işsizlik. Her tarafa bakmasına rağm

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ve Gazeteciler

Önemli ve zorlu bir görevi üstlenen gazeteciler, yeri geldiğinde vatandaşlar adına kurumları denetliyor, yeri geldiğinde gündem oluşturuyor. Ancak ortak hedef, en iyi ve dikkat çekici haber yakalamaktır. Gazeteciler, gecesini gündüzüne katıyor, son gelişmeleri okuyucusuna ulaştırmaya çalışıyor. Bu yüzden birçok gazetecinin ağzından dökülen sözler 'Çocuklarımın nasıl büyüdüğünü görmedim' oluyor. Çocuklarının büyüdüklerinin farkında olmayan gazetecileri evlerinden uzak, aylarca evini görmeyen kişiler sanmayın! Tabiki birçok meslekte olduğu gibi gazeteciler de görevi gereği evinden uzak yerlere gidiyor, günlerce hatta aylarca evini göremiyor. Benim bahsetmek istediğim konu, evinde olup da çocuklarının nasıl büyüdüğünü göremeyen gazetecilerdir. Çünkü öyle gazeteciler vardır, görevine o kadar çok bağlanmış ki işten eve döndüğü zaman dinlenmeyi unutmuştur. Yemek yediği anda bile gözü bilgisayarda, kulağı telsizde. Sürekli okuyucusuna haber yetiştirme düşüncesi vardır ka

Şanlıurfa kışa hazır değil

Sorarsanız Şanlıurfa her geçen gün hızla gelişiyor, yaşanılır bir kent oluyor. Bazı kurum yetkilileri, Şanlıurfa'nın sürekli geliştiğini ve alt yapısında sorun kalmadığını belirtiyor. Ancak kış mevsiminin başlamasıyla alt yapıdaki eksiklikler apaçık ortaya çıkıyor. Son yıllarda Şanlıurfa'da kış mevsiminde yağışın oldukça az düşmesi ve mevsimin kurak geçmesine rağmen birçok mahalle sele maruz kalıyordu. Üstüne bir de biraz kar yağınca yollardaki buzlanma, birçok kazayı beraberinde getiriyor. Genel olarak durum böyle olunca bu yıl yağış, geçen yıllara oranla etkisini biraz daha artırmasıyla Şanlıurfa'nın birçok yerini sel aldı, vatandaşlar perişan oldu. Suruç ilçesi yüzen kent oldu, Şanlıurfa'da görülmesi neredeyse imkansız olan heyelan Karaköprü'de etkisini gösterdi. Aşırı yağış sonucunda birçok bölgede alt zemin bataklığa dönüştü, yollar ve kaldırımlar çöktü. Şanlıurfa-Adıyaman arasında henüz yeni yapılan Nissibi Köprüsü için depreme dayanıklı denilmiş

Sorun dinlemek kolay

Şanlıurfa'nın içinde bulunduğu sorunları gözle görmek aslında çok kolay. Bir hastaneye girin sesinizi bile etmeden sadece vatandaşın sesine kulak verin. Sabah ve akşam saatlerinde aracınızla kent içinde bir saatliğine dolaşın. Ya da en önemlisi 100 kontenjanlık bir iş imkanı verildiğinde İŞKUR binasının önüne gidin. En önemli sorunlardan biri olan işsizliğin nasıl bir duruma yol açtığı hemen görülür. 6 aylık geçici iş imkanı için Şanlıurfa'da bin kişilik kontenjan açıldı ama İŞKUR önüne gelen sayı binin kat kat üstündeydi. Kimi aylarca kimi yıllarca işsiz kalmış. Ancak 10 binlerce kişinin tek umudu bir iş. Şanlıurfa'da birçok alanda sıkıntı mevcut ama zaman zaman vatandaşları ziyaret eden kurum yetkilileri ya da siyasiler, sorunları dinlediklerinin altını çiziyorlar ve vatandaşların derdiyle dertlendikleri izlenimi veriyorlar. Gel gör ki vatandaşların derdi, sorunu ziyaret edilen yerde kalıyor. Yani bir kulaktan girip diğer kulaktan çıkıyor. Yıllardır bas bas bağıra

Urfa’da CHP yok ama sorun var

A Haber ekibi geçtiğimiz günlerde sözde analiz haber yapmış, il il dolaşarak CHP'nin yönetiminde olan ilçe belediyeleri gündeme getirmiş. Genellikle harabe yerleri, çöp birikmiş alanları ele almış. Başlığına ise Çevre, felaket, hava kirliliği, çöp dağları eşittir CHP yazmış. Söz konusu haber kanalının bu tür eksiklikleri görüntüleyerek eleştirmesi tabiki güzel bir şeydir. Ancak haberlerin sadece propaganda aracı olarak kullanılması medya ilkelerine yakışmıyor. Analiz haber yapmaya çalışan A Haber, sadece CHP'li belediyeleri değil tüm belediyeleri görüntülemesi gerekir. A Haber ekibinin Şanlıurfa'ya gelerek burada olan çevreyi de konu almasını isteriz. Çünkü Şanlıurfa'nın sorunları her geçen gün üst üste birikiyor. Şanlıurfa'ya üvey evlat muamelesi yapıldığı sözlerini sık sık duyarız ki bu gerçekten de böyle. Şanlıurfa'nın durumuna gelince, var olan sorunları tekrar etmekten sıkıldık artık. Tekrar tekrar sayıyoruz, yazıp çiziyoruz ama hiçbir gelişme