Kayıtlar

Mayıs, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Toplumumuza zıt düşen senaryolar

"Ağacı oymuşlar, içine dünyayı koymuşlar" bilmecesinin cevabıdır Televizyon. Neden ağacı oymuşlar derseniz, eski televizyonlar biliyorsunuz ağaçtan yapılırdı. Zaten televizyonun gücünü de göz önünde bulundurursak, içine dünyanın girdiğini daha kolay anlamış oluruz. Televizyonun hayatımızda ne kadar etkili olduğunu herkes biliyor. Hele çocukların üzerindeki etkisi düşünüldüğünde daha korkunç tabloyla karşılaşırız. Çünkü çocuklarda televizyon izleme yaşı düştükçe çocukların televizyon izleme süresi de artıyor. Bu durumda televizyonun çocuklar için bir öğretmen olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Hatta televizyon, çocuklara anne-babasından daha yakın hale gelmiştir. Her neyse asıl konumuz olan dizilere gelelim. Son zamanlarda senaryosunu şiddete ve yasak aşklara yönlendiren dizilere... Diziler, o kadar insanların kafasında yer almış ki birçok kişi, takip ettiği dizinin oynadığı gün bütün programlarını iptal eder, evden dışarı adımını atmaz. O kadar televizyona dala

Bir kurum neden şeffaf olmalı?

Vatandaşların en büyük isteğidir şeffaflık. Bir kentte yaşayan vatandaşlar, kenti yöneten kesimin şeffaf bir şekilde çalışmasını ister. Çünkü kentin parasının nereye harcandığını merak eder vatandaş. Şeffaflık, en çok da belediyelerden beklenir. Çünkü vatandaşlar belediye başkanını seçer, başkan da belediye yönetimini seçer. Bu nedenle halk, kendisi belediye yönetimini belirlediği için bu kurumdan daha fazla şeffaflık ister. Belediye Başkanları, çalışmalarında ne kadar şeffaf olursa, o kadar vatandaşın gözünde değerli olur. Bir belediye başkanı, her ay gelir-gider istatistiklerini açıklamalı. Çünkü bir belediye, ne kadar fazla hizmet içerisinde olursa olsun, yine de vatandaşların kafasında bir endişe olur. Bu çalışmaların sonucunda yüksek bir borç bırakılacak mı düşüncesi kafaları karıştırır. Aslında 31 Mart seçimlerinin ardından görevi devreden eski Belediye Başkanları, görevi devretmeden önce Belediyenin gelir-gider tablosunu açıklamaları gerekirdi. Büyükşehir Belediyesi

Gençler de gurur duyuyor mu acaba?

Her yaş ya da mes­lek gru­bu­nun özel bir günü ol­du­ğu­nu daha önce de yaz­mış­tım. Öğ­ret­men­ler 24 Kasım'da, ço­cuk­lar 23 Nisan'da, iş­çi­ler 1 Mayıs'ta... Bu özel gün­le­rin en il­ginç yanı da belli grup­lar­da­ki ki­şi­ler sa­de­ce o gün gün­de­me gelir. Bu ki­şi­ler zi­ya­ret edi­lir, so­run­la­rı din­le­ni­lir, varsa çözüm bu­lu­nur. Ama bu grup­ta­ki ki­şi­ler bir gün­lü­ğü­ne en büyük kah­ra­man­lar olur. Peki ya son­ra­sı... Sonra o grup­ta­ki ki­şi­le­rin ne so­ru­nu varsa kim­se­yi il­gi­len­dir­mez, her­kes bu so­run­la­ra kulak tıkar. Ör­ne­ğin en­gel­li­ler so­run­la­rı­nı 'En­gel­li­ler Günü'nde bir yet­ki­li­ye ak­ta­ra­bi­lir. Daha son­ra­ki za­man­lar­da so­ru­nu­nu an­la­ta­cak kim­se­yi bu­la­maz­lar. Bir en­gel­li te­ker­lek­li san­dal­ye­ye ih­ti­yaç du­yu­yor­sa, En­gel­li­ler Günü'nde te­ker­lek­li san­dal­ye bol­lu­ğu ya­şa­nır. 'Bugün var yarın yok' sözü mi­sa­li... Bu özel gün­ler daha çok rek­lam ve şov yap­mak is­te­

İstanbul seçimi ve Kürtler

Dolar yük­se­li­yor, iş­siz­lik ar­tı­yor, üre­tim gi­de­rek aza­lı­yor... Ama bu ko­nu­lar­dan daha önem­li ko­nu­lar var, o da İstan­bul se­çim­le­ri. Hiç­bir ilin se­çi­mi bu kadar önem­li ol­ma­mış­tı şu ana kadar. Tür­ki­ye ge­ne­lin­de­ki seçim bir yana, İstan­bul se­çi­mi bir yana... Ül­ke­mi­zin dı­şın­da bile İstan­bul se­çi­mi ko­nu­şu­lu­yor. İstan­bul'un kay­be­dil­me­si, tüm Tür­ki­ye'de kay­bet­mek de­mek­tir. Tür­ki­ye'nin en büyük met­ro­pol kenti olan İstan­bul, Ak Parti için ina­nıl­maz de­re­ce­de önem ta­şı­yor. Bu ne­den­le Ak Parti bu kent­ten vaz­geç­me­di, ta ki se­çim­ler ye­ni­le­ne­ne kadar. İstan­bul se­çim­le­ri o kadar önem ta­şı­yan bir seçim oldu ki, par­ti­ler bir ta­ra­fa iti­le­rek aday­lar daha çok ko­nu­şul­du. Se­çim­ler için Ak Parti ya da CHP değil, Ekrem İma­moğ­lu ve Bi­na­li Yıl­dı­rım isim­le­ri daha çok ko­nu­şul­du. İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı Ekrem İma­moğ­lu'nun maz­ba­ta­sı­nın geç ve­ril­me­si

Şimdi vitesi yükseltme zamanı!

Yerel seçimlerin ardından 1 aydan fazla süre geçti. Seçim sonuçları kimini sevindirdi kimini üzdü. Kimi bölgelerde hiç beklenmeyen sonuçlar çıkarak sürpriz oldu, kimi yerlerde ise beklenen sonuç geldi. Seçim öncesi Belediye Başkan adaylarının en öne çıkan vaatleri ise projelerden çok halkın içinde olacağı söylemleri oldu. Bu da seçimi kazanmak için en iyi taktikti. Çünkü sorunlarla boğuşan halk, karşısında muhatap olacağı bir yetkili bulamıyordu. Ve bu manzarayı o kadar özlemişti ki en samimi proje bu oldu adaylar için. Seçimlerin ardından Belediye Başkanı olarak seçilenler o kadar sevinçli ve heyecanlıydılar ki, göreve başladıkları ilk günden başladılar halkı ziyaret etmelere ve teşekkürlere. Bir aydan fazla süre geçmesine rağmen çalışmaya başlamayıp halen ziyaret gerçekleştiren Belediye Başkanları var. Ziyaretler için yavaştan frene bassalar ve çalışmalar için bir vites yükseltseler daha makbule geçer. Seçimi kazanan Belediye Başkanlarının kimi o heyecanla belediye binasının

1 Mayıs ve işçiler!

Daha önce de yazmıştım, öğretmenler '24 Kasım Öğretmenler Günü'nde, gazeteciler 'Gazeteciler Günü'nde, İşçiler '1 Mayıs İşçi Bayramı'nda hatırlanır diye.   Dün 1 Mayıs olduğu için meydanlarda işçilerin hakları ile ilgili konuşmalar yapıldı. Kutlamalar bayram havasında geçse de sonuçta işçilerin haklarına dikkat çekilmek istendi. Daha sonra yine işçilerin hakları yenilse, işçiler mağdur olsa, kimse bu haklardan pek bahsetmez. Çünkü işçilerin bir günü vardı ve bu gün de bitmiş oldu. Tuhafımıza giden bir başka durum da o meydanlarda işçi haklarının verilmesini isteyen, işçi ile dost olduğunun altını çizen ve işçilerin mağduriyetinin kabul edilmez bir durum olduğunu açıklayanlar... Bu açıklamalarında samimiler mi acaba? Hepsi için demiyorum. Ama o meydanlarda gösteriş yapanların, yanında çalıştırdığı işçilerin çalışma koşullarını görmek gerekir. Çünkü bu dönemde her şey siyaset ve gösteriş olmuş. Çıkıp sahnede her zaman vatandaşların yanında olduğu