Murat Doğan Makale Arşiv

Ahmet Kaya okuduğu bir türküsünde ne der? Nerden baksan tutarsızlık… Nerden baksan ahmakça… Bizim Urfa’da da işler böyle dönüyor herhalde. Yani nerden baksan tutarsızlık… Sözü aslında çiftçilerin içinde bulunduğu duruma getireceğim. Şu son günlerde ekinleri kurumaya başlayan çiftçiler. GAP’ın başkenti olduğumuzu bütün dünya biliyor. Ne demek GAP’ın başkenti olmak? GAP’ın başkenti denildiği zaman bereket gelir aklıma. Şu verimli topraklar… İstemediğin kadar su… Değil ithal etmek ihracatta tüm ülkemize yetecek kadar bollukta olmaktır GAP’ın başkenti olmak. Bu da az gelir. O kadar suyumuz var ki her tarafın yeşil olması gerekir. Yeşil ormanlar, çayırlar… kısacası içimizi ferahlatacak bir iklim olması gerekir. Coğrafyamız kurak olabilir ama Türkiye’nin en büyük barajına sahip değil miyiz? Ne güzel olurdu bu güzel ismin içini doldurmak. Ama dolduramıyoruz işte. Çünkü o kadar suyun bulunduğu bölgemizde hala ekinler susuzluktan kuruyor. Sözü yine umudu suya bağla

Beyaz bir altın pamuk, Adana'mdan hediye, Tüm dünya aşıktır, bilirsin; Van'daki kediye. Gökteki Ay; tıpkı bizim Kütahya'da porselen. Güneş doğarken İstanbul'dan bir başka yükselir Artvin'de bal kadar tatlı, Afyon'da kaymak ne müthiş. Antalya'da deniz keyfi, Uludağ'da kaymak ya da Erzurum'da; Palandöken. Kilis'te yorgan diker halkım, Zonguldak'ta kömür yüz karartır. Pek sevilir burda Kastamonu kır pidesi veya bir simit kap otur seyret Üsküdar'da Kız Kulesi. Mersin'de Kız Kalesi, Rize'den çaylar, geçtiysem illa içmişimdir Susurluk'tan ayran. Ve bayrak dalgalanır gülümser Çanakkale, Mardin'de taş evler, her derde devadır Pamukkale'm. Sivas'ta kangal korur köyü, Edirne'de pehlivan. Yolun düşerse bir gün tadıp Erzincan'dan peynir al. Denizli'den öten horoz, sekiz ilden duyulur, Bu bizim soframız, buyurun hepimizi doyurur. Huyumuz suyumuz bir, kazılan kuyumuz girme! Kıbrıs da bizimle elbet, Lefkoşa