Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ne çalışması biz sadece izleyelim!

Fıs­tı­ğın yüzde 70’ten faz­la­sı Urfa’da üre­til­di­ği­ni bi­li­yo­ruz. Ama gel gör ki Antep Fıs­tı­ğı ola­rak ta­nı­yo­ruz. Hiç­bir zaman Urfa fıs­tı­ğı ola­rak da ta­nın­ma­ya­cak. Çünkü Antep bu ismi hak edi­yor. Bizde sa­de­ce fıs­tı­ğın ham mad­de­si bu­lu­nu­yor. Hasat dö­ne­min­de ne kal­dır­dıy­sak kar­dır dü­şün­ce­siy­le gi­di­yo­ruz hala. Bu du­rum­da fıs­tı­ğın ye­tiş­me­si­ni doğal ko­şul­la­ra bı­ra­ka­rak kıs­met di­ye­rek iz­li­yo­ruz sa­de­ce. O kıs­met de 2-3 yılda bir olu­yor. Oysa Antep bizim gibi mi ya­pı­yor. Üret­tik­le­ri fıs­tık azken, biz­den ala­rak iş­li­yor ve kendi rek­la­mı­nı ya­pı­yor. Fıs­tı­ğa tak­tı­ğı bu sı­fa­tı faz­la­sıy­la hak etmek için onu iş­li­yor, onun­la il­gi­li fes­ti­val­ler dü­zen­li­yor, ta­nı­tı­mı­nı ya­pı­yor… Yani diğer ko­nu­lar­da ol­du­ğu gibi bu ta­nı­tı­mı da biz­den kat be kat daha iyi ya­pı­yor.  GAP SUKAY’DA BAHÇE VAR AMA BAHÇİVAN YOK... Antep’in yap­tı­ğı bu dav­ra­nı­şı, ben dağ­lık bir ara­zi­yi çok güzel bir

Bir engellinin şikayeti…

Bir en­gel­li dü­şü­nün ki Şan­lı­ur­fa gibi bir kent­te ya­şı­yor. On­la­rın çek­ti­ği zor­luk­la­rı tam ola­rak his­se­de­me­yiz ne kadar zor­luk çek­tik­le­ri­ne şahit ola­bi­li­yo­ruz. Geç­ti­ği­miz gün­ler­de oto­bü­se binen bir en­gel­li­nin is­ya­nıy­la kar­şı­laş­tım. Va­tan­daş­la­rın sa­de­ce ken­di­le­ri­ni dü­şün­dü­ğü­nü, en­gel­li­le­re saygı duy­ma­dık­la­rı­nı söy­lü­yor­du.  Se­si­ni yük­sel­te­rek du­rum­dan şi­ka­yet­çi olan akülü san­dal­ye­de bu­lu­nan en­gel­li ile ko­nu­şun­ca, “İnsan­la­rın bize say­gı­lı ol­ma­la­rı için bizim gibi en­gel­li ol­ma­la­rı mı lazım?” söz­le­ri dö­kül­dü iki du­da­ğı­nın ara­sın­dan. Ve an­lat­ma­ya baş­la­dı… “Evden çıkıp du­ra­ğa kadar ge­le­ne kadar ne zor­luk­lar çek­tim. Tra­fik zaten sı­kı­şık, ya­pı­lan kal­dı­rım­lar en­gel­li­le­re uygun değil. Durak tam kar­şı­da du­ru­yor ancak arada cadde ol­du­ğu için bir ki­lo­met­re­den fazla yolda dön­mek zo­run­da kal­dım. En azın­dan en­gel­li­le­re uygun bir üst geçit y

Ne yapacağız bu DEDAŞ’la

Sabah uykudan uyanıp işe gitme stresini herkes yaşamıştır. Neyse ki işyerine ulaşınca bu sıcak havayı geride bırakarak büroda klimayı açıp çalışmaya başlayacağımızı hatırlayınca biraz rahatlarız. Büroda tam klimayı açtık, çayımızı demledik derken bir de bakıyoruz elektrikler kesildi. Hadi ya! diyerek sitem ederiz. ‘Neyse bırak sıcaklığı da bari bilgisayarımız açılsaydı’ deriz ve bekleriz elektriğin gelmesini… O elektrik gelmez; gelse bile yine kesilecek. Akşama kadar bu stres devam eder. Eee ofis sıcaksa sıcakta çalışanlar ne yapsın! denilebilir. Ama inşaatta çalışanlar da aynı stresi yaşıyor. Çünkü onlar da elektrik sıkıntısından çok çekiyor. Makineler çalışamıyor; malzeme taşıyaksız asansör çalışmıyor. Daha bunun gibi sıkıntılar… İşler aksadıkça aksıyor. Yani DEDAŞ’ın çektirdiği zulüm aynı DEAŞ’ın zulmüne benziyor. ‘Zaten bugün iş çıkaramadık ne yapalım yarın telafi ederiz’ deriz ve eve doğru yol alırız. Dışarı çıkarız, caddede gürültüden geçilmiyor. Elektrikler kesik ya esnaf