Murat Doğan Makale Arşiv

Şanlıurfa’da haberlere baktığımızda sık sık görürüz yılan hikayesine dönen çalışmalar başlıklarını… Şöyle bir göz gezdirdiğimizde yılan hikayesine dönen birçok çalışmayı görüyoruz. Hangi çalışma zamanında bitirildi ki! Bu hikayenin içerisine Şanlıurfa’nın sağlığında devrim yapacak şehir hastanesinden biraz bahsedecek olursak, Şanlıurfa’da çalışmaların karınca misali yürüdüğünü göz önünde bulundurabiliriz. 2011 yılında projelendirildi şehir hastanesi… 4 yılda 400 projeye dahildi. Mayıs 2015’te dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bu hastanenin ihaleye verildiğini, çalışmaların hemen başlayacağını açıklamıştı. Ve bu hastanenin 3 yıl içerisinde de bitirileceği belirtilmişti. Bırakın 2011’i 2015’te yapımına başlansaydı bile bu yıl bitiyor olacaktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da her Urfa’ya gelişinde bahsettiği şehir hastanesinin bitirilmesi uzadıkça uzuyordu. Çalışmalara henüz ciddi şekilde başlanmaması, söz konusu projenin sık sık gündeme gelmesin

Bilindiği gibi ülkemizde işsiz sayısı 3 milyonu aşmış durumda. Bu rakam her geçen gün artmaya devam ediyor. Ancak en çok üniversite mezunu işsizler tablosu içimizi karartıyor. Buna bakacak olursak okuma yazma oranı artmış, istihdamlı gençler var ve buna rağmen işsizlik rakamları korkutuyor. Üniversite mezunlarının işsizlik sayısı Türkiye’deki 55 ilin nüfusunu geride bırakıyor. Düşün ki bir şehirde yaşayanlar hepsi üniversite mezunu ve hepsi de işsiz… Dile kolay gelir ama az bir rakam değil. Açıklanan verilere göre 828 bin işsiz gezen üniversite mezunu var. Bu da genel işsizlik oranıyla kıyaslandığında yüzde 27 üniversite mezunu mevcuttur. İşsiz üniversite mezunlarının başını çeken ise mühendisler olduğu belirlendi. Uzmanlara göre bu da kontrolsüz açılan üniversiteler ve yanlış sanayi politikasının uygulanmasından kaynaklanıyor. Bu sadece mühendisler için değil, her meslekte kontrolsüz işçi çalıştırmadan dolayı büyük sorunlar meydana geliyor. 4-5 yıl üniversite okuyan biri

“Görünen köy kılavuz istemez” derler ya! İşte bizim Urfa’nın da tablosu ortada… Kılavuz gerektirmiyor. Esnafın iş yapamadığı, gençlerin işsiz gezdiği, eğitimde ve sağlıkta açığımızın uçurumlar kadar büyük olduğu… Her ne kadar belediyelerimiz, vekillerimiz arada bir çıkıp “Biz Urfa için çalışıyoruz” deseler de biz görüyoruz. Her ne kadar Urfa okuyor deseler de Urfa’nın okuma oranının sonuncu olduğunu görüyoruz. Her ne kadar sağlıkta gelişme kat ettik denilse de doktorların Urfa’da durmadığını ilk fırsatta tayin isteyip başka yere gitmelerini görüyoruz. Ortaya çıkan eksikliği gidermek yerine Urfa’da doğum oranının yüksek olduğuna ve doktorların burada çalışmak istemediği gibi gerekçe göstermelerini görüyoruz. Her ne kadar eğitimde öğretmen açığı ve derslik ihtiyacı en aza indirildi denilse de dersliklerde daha çok eksiğin olduğunu, 7 bin öğretmen açığı olduğunu görüyoruz. Her ne kadar turizm gelirimizin arttığı sözlerini duysak da Urfa’ya gelen turistlerin s

Sürekli memleketimize teşvikler artsın, şehrimiz kazansın, yatırımlar yapılsın sözlerini duyarız ama bunun için çalışarak bir şeyler için çabalayanları pek görmeyiz. Yaygındır bizde para kazanılan işlere girişmek. Örneğin sık sık duyarız ticarette, özellikle gayrimenkul sektöründe daha fazla kazanç var sözlerini… Sonrasında herkes o alana yönelir, daha çok para kazanma mücadelesi içinde olur. Başka bir konu da “Memleketimize yatırım yapılmıyor, fabrikalar kurulmuyor, işsizlik almış başını gidiyor, daha çok teşvik yapılmalı” diyenleri çok duyarız. Yani her şeyi devletten bekleriz. Yine sosyal medyada otomobil fabrikasının Urfa’da kurulmalı ifadelerini de az duymadık. Peki bu yerli otomobil fabrikasının Urfa’da kurulması için ne yaptın? Yeni bir parça mı ürettin; icat mı yaptın; nitelikli eleman mı yetiştirdin? Lise çağındaki gençlerin tek hedefi lüks arabaya binmek, gezmek, tozmak oluyor. Biraz parası olanların büyük hedefi bir ev ya da bir araziye yatırım yaparak birkaç yıl s